AYVALIK CUNDA ADASI
Ayvalık koyunda küçük bir ada olan Cunda asırlık Rum evleri, Girit ve Midilli'den göç eden halkı, bakir koyları ve onlarca çeşit mezenin bulunduğu restoranlarıyla büyük ilgi görüyor.
Adanın, Arnavut kaldırımlı taş sokakları, Rum mimarisinin asırlık örnekleri olan neoklasik taş evleri, el değmemiş koyları, sahilde sıralanmış balık restoranları, ada lokması, Girit sakız dondurması, hediyelik eşya tezgahları ve adanın dokusuyla bütünleşmiş olan küçük oteller gelen herkesi hayran bırakıyor. Şu anda Ayvalık'a bağlı bir mahalle olan Cunda Adası'nın tarihi çok eskilere dayanıyor. Yüzyılın başında yaklaşık 10 bin kişinin yaşadığı bir ilçe olan adaya, 1924'teki mübadeleden sonra Girit ve Midilli'den gelen Türkler yerleştirilmiş. Bugün yaklaşık 3 bin civarında nüfusu var.
Gelişigüzel yukarılara doğru çıkarken başınızı biraz yukarı kaldırdığınızda görkemli bir yapı göreceksiniz. Bu yapı adanın en büyük ve ünlü kilisesi olan Taksiyarhis'ten başkası değil. 1873 yılında Bizans mimarisinde inşa edilmiş olan kilise bugün içine girilmesi tehlikeli ilan edilecek kadar bakımsız halde.
Ayvalıkta'da, Cunda'dada yüksek tavanlı evlerin, zeytinyağı fabrikalarının, kahvehaneleri, meyhanelerin, dükkanların, sabunhanelerin, depoların, hasılı tüme yakın binaların,belirgin ve ortak bir mimari çizgisi var;bu çizgiye günümüzde "Neo Klasik Mimari" adı veriliyor.
Daha geniş bir söyleyişle ;Geçen zamana karşın değerini yitirmeyen, çoğunluğun beğenisini kazanmış eski Roma ve Helen yapı izlerini taşıyan mimari...
Bir açık hava müzesini andıran Cunda'nın sokaklarını gez'in ve bu evlerdeki her detayı inceleyin, özellikle Kapı ve kapı tokmakları oldukça ünlü olan bu evler, tarihe şahit yüzyıllardır yanıbaşınızda...
Bu evlerin yapı malzemesi Sarımsak taşıdır. Sarmısak taşı, yapının tasarımından yıllar önce söndürülüp çukurlarında dinlendirilmeye bırakılmış, kireç eski yıllardaki adıyla Yeniçahori günümüzdeki adıyla Küçükköyde üretilmiş çok nitelikli, çok iyi pişirilmiş tuğla, demir, demir bağlantıları için kurşun, suyun agaçlardan çekildiği dönemde kesilip, yıllar yılı dinlendirilmiş kereste... Bu denli yalın ama o denli de güçlü malzemeler.
Anadolu kültür mozayiğinin bir parçası olan, Ege Akdeniz kokan Cunda Ayvalık neo klasik mimarisinin nereden kaynaklandığını bulamıyoruz Buradan göç eden Osmanlı Hristiyan Ortodoks kolunun yazdıklarını taradık bu konuda hiç bir bilgi ile karşılaşmadık. Ama Mastoras (usta) Kalfas (kalfa) denilen kişilerce binaların yapıldığını anlamış bulunuyoruz.
Sokaklar dar olduğu için arabayla girmeyi tercih etmeyin. Ada tamamıyla tarihi yapılarla dolu. Çok sayıda kilise ve manastır var.
Türkiye’nin ilk Boğaz Köprüsü
Şimdi sorsak Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü hangisi diye kaç kişi doğru cevap verebilir. Birçoğumuz hiç kuşkusu yok ki İstanbul Boğazı’nda yer alan Boğaziçi Köprüsü’nün Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olduğunu söyleyecek. Boğaziçi Köprüsü’nün Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olduğu düşüncesini taşıyorsanız, Lale adası’ndan Cunda Adası’na geçerken bu düşünceniz değişecek. Köprü’nün yanında Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü yazılı tabela ile karşılaşacaksınız.
VE BİZİM OBJEKTİFİMİZE TAKILANLAR :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder