"Aşkın anlaşmayla bir ilgisi yoktur.
O derin düş kırıklığı; Sen onu deli gibi severken onun seni umursamaması... Ya da yasak savma kalbinden umursuyormuş gibi görünmesi.. Hani istemiyorum ama yan cebime koy durumu. Sen onun üzerine titrerken onun bahanelerle senden uzak durması. Acılar,sancılar,kıskançlıklar,kendini yemeler, boş umutlar, boş hayaller... İşte aşk tam olarak bu!
...
Aşk hep kötü değil canım. Arada sırada mutluluk kırıntıları atıyor önümüze.
...
Sevdiğimiz insanın bir bakışı, bir dokunuşu, seslenişi aklımızı başımızdan almaya yetiyor. Nedenini, nasılını bilmiyorum ama bu olağanüstü bir mutluluk.
...
Aşk erişilmez olana dokunmak için imkansızlıklar içinde debelenip durmak. Olmayacak bir düşün gerçekleşmesini hayal etmek...
...
İnsan aptalca, anlamsız bulduğu bir tutkunun peşinden gider mi? Bak gidiyorum işte. Hala onu arıyorum...
...
İnsan hayatı içinde hisseder. Her soluk alıp verişinde, her gözünü kırpışında, ona her bakışında, ruhun 'Yaşıyorum yaşıyorum!' diye çığlıklar atar.
...
Kimse iyi dediği birine aşık olmaz... Aşkın iyilikle bir ilgisi yoktur...
...
Aşk bir tutku... Birinin tümüyle sana ait olmasını istiyorsun ya da senin tümüyle birine ait olmanı. Üstelik bunu delice, sabırsızca istiyorsun hem de geçici olduğunu bile bile...
...
Yarıda kalan aşklar geçici değil galiba. En azından eskilerden daha uzun ömürlü. Taraflardan biri için... (Onun ne istediği belli yoksa yanımda olurdu)
...
Bazı insanlar karanlık bir kuyu gibidirler, yanında yıllar geçirseniz bile tanıyamazsınız. Bazı insanlar ise açık kitap gibidir, daha ilk gördüğünüzde anlarsınız. Onlar kendilerini gizlemeye gerek duymazlar. (Kendilerini gizlemeye gerek duymadıkları için de kimse onları ilginç bulmaz..)
...
Kimse aşkı bırakıp gidemez, ancak aşk seni bırakır. O zaman bile gidemezsin. Gitsen bile her yere o da seninle birlikte gelir. "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder